“b l o G a s t e s i”



“b l o G a s t e s i”

27 Ocak 2009 Salı

Hasarsız Aşk Yoktur !


Seni sevdiğimi kimse bilmemeli benden ve Tanrı'dan başka. Şifre koymalıyım bu aşka. Anlamamalı kimseler. Bilmemeli. Hatta sen bile bilmemelisin.

Örneğin gözlerin..Nasıl gizlenmeli onlar? Bakışlarını kalbime gömsem işe yarar mı?
Sonra saçlarını tarif etsem bir şekilde ama kimse anlamasa senin saçların olduğunu. Sarılardan bir sarı desem. Ama sarıların en güzeli olsa o. Daha önce görmediğim ve de görebileceğimi sanmadığım.

Aynı boyda olduğumuz da saklı kalmalı. Boyunun boyuma, huyunun huyuma olduğu bende kalmalı sevdiceğim. Yan yana görmek isterdim bizi. Tahmin ettiğim gibi yakışıyor muyuz? Öyle olmalı ya; çünkü senin yanına ne olsa yakışır. Bir çifti güzel kılan sensin. Sen bir yapbozun eksik ama en değerli parçasısın. Sen bir midye kabuğunun içinden çıkan inci olmalısın. Güzel, nadide ve ışıl ışıl...

Ya anlarsa birileri?
Ya çok sevdiğim anlaşılırsa?
Sen her yanıma gelişinde, ki kokun on dakika önce geliyor, kalbimin sesini duyacaksın diye korktuğumu öğrenirlerse?

Bilmiyorum nur tanem. Bu kez inan ki bilmiyorum neler olup bittiğini. Tek istediğim yüreğimde saklı kalman. Ama o yüreğim de senin yüreğine muhtaç. Beynim durduruyor kalbimi, elinde mızrakla:

''Dur!'' diyor. "Geçit yok yeni bir aşka! Sen her seferinde atlıyorsun ama bu kez olmaz. bu sevdayı dile getirmene izin veremem. Çok üzüleceksin gene. Koyu kırmızı kanayacaksın ve beni de vuracaksın geceleri. Tekrar uykusuz geceler istemiyorum. Yürek efendi! bu defa iyi düşün. Ama çok çok iyi düşün!''

Beynimin anlamadığı, anlayamadığı şey, kalbimin elinden bir şey gelemediğiydi. Beynim fermanlar verse de gönlüm ferman dinlemeyecekti. Ama beynime de hak vermiyor değilim. Onu nice çıkmaz yollara sürüklemiştim. Nice çöllerde susuz bırakmıştım. Dinlenmek istiyordu. Ya da en azından hasarsız bir aşk!

Bilmiyordu ki hasarsız aşk olmazdı. Aşk, yağışlı bir havada gerçekleşen bir trafik kazasıydı. Bu kazadan gönüllerin hasarsız çıkması mucizeydi. Şimdi oturup yaramaz çocuklar gibi yaralarımı saymayacağım. İstediğim yaralarımı sarıp yeni aşklara yelken açmak. İşte şu an düşündüğüm, bunun sen olabilme ihtimali. Hem korkuyorum, hem mutuyum... Hem üzgünüm hem inadına cesaretli... anlaşılan her zamanki gibi çokça kararsız...!

Gemim aylardır bir limanda bağlıydı. İskeledeki babaya bağlı duran halat çoktan yosun tutmuştu. Gemi de biliyordu uzak denizlere açılmayacağımı eskisi gibi. Ama beni bilmiyordu. Küllerimden doğma meraklısı oluşumu. İnadımı, deli cesaretimi, engin aşkımı... Sevdiğim zaman sonuna bakmadan gidişimi... Yıkılsam da bir çok defa yeniden sevebilme yetimi.. Gemi benim gemimdi ama beni bilmiyordu...!

Şu an limandaki iskeledeyim. Bembeyaz gemim sallanıyor karşımda. Miçolar bir hareketimi bekliyor yelkenleri açmak için. Bir hareketimle macera kaldığı yerden devam edebilir. Hava açık ve masmavi. Kara kışlar çoktan geçmiş. Çok sevdiğim martılar yarışıyor gök yüzünde ve bir çığlık ki sormayın. Gemideki mürettebatım bana bakıyor. Ben ise ufka. Denizci önsezilerimi yokluyorum. Görüyorum ki, yol uzun ve fırtınalarla dolu. Ama güzellikleri, heyecanı, aşkı da cabası. Sonra birden, aniden..

Atlıyorum gemiye. Kıyıdakiler arkamdan el sallıyor biliyorum. Bağırıyorum son ses: Yelkenler fora, sancak alabanda... vira bismillah... !

Emre C.

Dip Not: Bu yazı aynı anda:

http://mavigunce.blogspot.com ve http://blog.milliyet.com.tr/emco adreslerinde yayımlanmaktadır.


_____________________Devamını Okumak İçin Tıklayınız!_____________________ Ma.gnolia DiggIt! Del.icio.us Blinklist Yahoo Furl Technorati Spurl Reddit Google

Read more...

17 Ocak 2009 Cumartesi

Biz Büyüdük ve Kirlendi Dünya



Yıllarca "Büyükler herşeyin en doğrusunu bilir" masalıyla uyutulduk. Uyuya uyuya büyüdük. Bizler koca koca büyükler olduk. Hani deniyordu ya: bugünün çocukları, yarının büyükleri diye. Hah işte bizler onlarız. Ne 68 kuşağı gibi asiyiz, ne de 80 kuşağı gibi kayıplardayız. Dante gibi ortasındayız dünyanın. Hani o büyükler var ya, bizi beğenmiyorlardı biz büyürken, onların yaptıkları, daha doğrusu yıktıklarını, izliyoruz televizyonlarda günlerdir. Hiç bakmayın öyle şaşkın şaşkın. Biz yapmadık bunu. Sorumlusu sizlersiniz. Siz büyükler..

Büyüyünce anlayacaktık ama anlamıyoruz. Anlamayacağız. Savaşın neresini anlamamız gerekli? Günlerdir, hatta haftalardır televizyon izlemiyorum. İzleyemiyorum. Ne kadar izlemesem de, kulaklarımı kapasam da, orada, Filistin' de ağlayanların, inleyenlerin, feryat edenlerin sesleri gelmekte odama. Hani bazı aydınlar(!) vardı, özür falan diliyorlardı. Soykırım masalından ötürü... Ben izlemediğim için kaçırmış olabilirim. Ama acaba bir tanesi çıkıp da bir yerde konuştu mu, İsrail' in yaptıkları hakkında? Nasıl ki; Hrant Dink öldükten sonra, bizler Ermeniyiz, bizler Hrant'ız diye bağırmışlardı da, onlarca askerimiz şehit olduğunda hiç birisi bizler mehmetçiğiz, bizler Türk'üz diye bağırmamıştı. Gene aynı hesap. Soykırım mı demişti birileri? Alın size soykırımın daniskası. İsrail tüm dünyanın gözü önünde müslüman kardeşlerimizi katlediyor. Ha bunu onlar din kardeşimiz olduğu için de söylemiyorum. Sadece insan oldukları için sadece insan...

Konuyu değiştirelim. Siyasetle ilgili pek yazmıyorum. Yazamadığımdan. Ama o kadar garip, saçma işler dönüyor ki. Bir iki laf etmezsem çatlarım sanki. Bu ülkenin en güven duyduğu kurumlar arasında ordu en başta gelir. Sadece savaşçı millet oluşumuzdan değil; aynı zamanda ordunun gerçekten temiz oluşundandır bu güven. Türk halkı Engin Cezar'ın bir zamanlar dediği gibi "Kuru Kalabalık" gibi görünse de, doğru kararları verir çoğu zaman. Orduya güveni boşa değildir demek istiyorum lafın özü. Bunu farkeden "birileri" ya da bazı büyükler, nasıl bir oyun tezgahlamışsa başarılı olmuş gözüküyor. O güveni sarsmaya başladılar. Bundan bir kaç yıl önce bu kadar üst düzey generallerin göz altına alınacağı, hatta ve hatta terör örgütü kurmakla suçlanacağı söylense inanamazdık herhalde. Ama oldu. Nasıl oldu, niye oldu? Muamma..

Çizdiğim tablo berbat, farkındayım. Ama ben çizmedim bunu. Bazı büyükler çizdi. Hem de bundan yıllar yıllar önce. Şimdi tiyatro izler gibi izliyoruz. Ülkenin resmi kanalında, ne olduğu belli olmayan (güya haham) bir insan saatlerce konuşuyor. Ona buna laf atıyor, gerdan kırıyor. (Burada cinsel tercihine bir atıfta bulunmuyorum. Yanlış anlaşılmasın lütfen!) Aynı kanal, bütün operasyonları, diğer kanallardan saatler öncesinden yayınlıyor. Hem de yayıncılık ilkelerini göz ardı ederek...

Keşke elimde sihirli bir değnek olsa ve bütün kötülükleri tersine çevirsem. Dünya, büyürken dinlediğimiz masallardaki gibi değil. İyiler nadiren kazanıyor oysa. Yaşasın kötülük! Aklımda bir şarkı sözü dolanıyor günlerdir: "Biz büyüdük ve kirlendi dünya" Acaba zaten kirliydi de biz büyürken, daha doğrusu uyutulurken mi farketmemiştik. Sayın Hocamız, değerli Profesör Oktay Sinanoğlu' na göre uyanış başlamıştı. Acaba? Ama eğer bir uyanış varsa da bunun büyükler arasında olduğunu sanmıyorum. Biz dünün bebeleri farkediyoruz bazı şeyleri. Farketmek yetmiyor işte. Sesimizi soluğumuzu kesmişler. Usul usul dua ediyoruz anca. O hain savaşta ölenlere, kalanlara, içinde olanlara..Ülkemize, bugünlerine, yarınlarına,.. Gençlerimize, işsizlere, açlara, yoksullara,... Biz dünün çocukları bir dua ediyoruz.. yarınlarımıza...sizin olmayacağınızı umduğumuz, kirlenmemiş o yarınlarımıza...sizin gibiler olmasın da hep temiz kalsın diye. İşte böyle bir dua...işte böyle bir dünya...

Emre C.

Dip Not: Resim şu adresten alınmıştır: www.marmarahaber.net




_____________________Devamını Okumak İçin Tıklayınız!_____________________ Ma.gnolia DiggIt! Del.icio.us Blinklist Yahoo Furl Technorati Spurl Reddit Google

Read more...

İnterneti Verimli Kullanma Yolları

Bu yazı Twitter'ı Facebook'la karşılaştıranlar; interneti MSN, Youtube ve Facebook'tan ibaret görenler için yazılmıştır. 1- Tarayıcı versiyonunu yükselt Öncellikle şunu açıklığa kavuşturalım: Internet Explorer tek internet tarayıcısı değildir. Firefox, Opera, Google Chrome, Safari diğer tarayıcılardan sadece bir kaçı ve muhtemelen hepsi Internet Explorer'dan çok daha kaliteli. Hepsi ücretsiz. İsimleri farklı renkte yazılı ya, üzerine tıklayarak bilgi alabilir ve bilgisayarınıza kurabilirsiniz (Not: Bu yazıda farklı renkte olan bütün yazılar, üzerine gelince parmak çıkan, sizi ilgili sayfaya yönlendirecektir. Gerçi çoğu sitede bu böyledir). Tarayıcı versiyonunu öğrenmek için menüde Yardım -> Hakkında tıklaman yeterli. Şu an için son sürümler: Internet Explorer 7, Firefox 3, Opera 9.6, Safari 3.2, Google Chrome (emin değilim ama) 1.0.154. Eğer tarayıcın son sürüm değilse, gerekli güncellemeleri yap. Böylelikle internet sitelerinde düzgün görünmeyen/hiç görünmeyen/çalışmayan bölümlerden kurtulabilirsin, sayfaların açılması daha kısa sürer, eklentilerle işlerini çok daha kolaylaştırabilirsin. 2- Güven ama temkini elden bırakma İnternette gerçek adınızı kullanın. Siz kimliğinizi saklamazsanız, başkaları da saklamamaya başlar. Böylece internet daha kaliteli bir ortama dönüşebilir. Daha az kişi takma isimlerin ardına saklanır. İnternetten alışverişe biraz daha ılımlı olun. Her gün yüzlerde Türk vatandaşı internetten alışveriş yapıyor. Hem daha ucuza mâl oluyor, hem de gez-dolaş-zaman kaybı çok az. Havale gibi seçenekler olsa da, genellikle kredi kartıyla alışveriş yapıldığı için limiti mümkün olduğunca düşük bir kredi kartını kullanmanız temkinlice olur. 3- Paylaş Yazı mı yazıyorsun? Blogla, internet sitene koy, elektronik dergilerde yayımla... Resim mi yapıyorsun, fotoğraf mı çekiyorsun? DeviantArt, Flickr gibi yerlerde paylaş. Bu siteler gibi paylaşımların yapıldığı, aynı hobiyle/işle uğraşan kişilerin bir araya geldiği yerlerde paylaş, eleştiri al, kendini geliştir, eleştir... Eserlerinin çalınmasından veya izinsiz kullanılmasından endişeleniyorsanız 'İnternette Eser Paylaşımı ve Telif Hakları' yazısı kafandaki bazı soru işaretlerini giderebilir. 4- RSS kullan RSS, basitçe açıklarsak, bir sitedeki içeriklerin güncel bir şekilde en basit haliyle sunulmasıdır. RSS kullanarak görsellere/reklamlara takılmadan, birkaç sitenin içeriğini tek bir yerden takip edebilirsiniz. Bunun için RSS Reader'lar vardır. Ben Google Reader'ı kullanıyorum (Google hesabınızın olması yeterli). Basıl işlediğine dair kendimden örnek vermek gerekirse, örneğin bloGastesi ve Hürriyet sitelerini Google Reader'dan takip etmek istiyorum. Öncelikle bu siteleri açtığımda, site adresini yazdığım yerde RSS ikonu () var mı diye bakıyorum. Varsa sitenin adresini (şu durumda http://blogastesi.blogspot.com/, işlemi ikinci tekrarlayışımızda ise http://www.hurriyet.com.tr/anasayfa/) Google Reader'daki 'Abonelik Ekle' butonuna basıp açılan yere yazıyorum ve 'Ekle' diyorum. Böylelikle o site izlediğim RSS'lere eklenmiş oluyor. Bazen RSS ikonu adres çubuğunda gözükmez; Google Reader'a sitenin adresini yazarsanız aynı isimdeki RSS'ler arasında arama yapar. Aradığınızı kolaylıkla bulabilirsiniz. Google Reader'ı özellikleri arasında beğendiğiniz yazıları başkalarıyla paylaşma, RSS'leri kategorilere ayırma, etitketleme gibi pek çok şey bulunuyor. RSS kullanmanın yarattığı kolaylığı şöyle özetleyeyim: 660 farklı internet sitesinin yayınına aboneyim ve yeni eklenen içerikleri günde birkaç saatimi ayırarak bakabiliyorum. 660 sitenin her birini tek tek açıp takip ettiğimi düşünebiliyor musunuz? Nasıl bir zaman kaybı olurdu... 5 tane siteyi bu şekilde takip etseniz bile size zaman kazandıracaktır, emin olabilirsiniz. 5- Blogları oku, yenilikleri takip et Şu an bu yazıyı okuduğunuz yer bir blog. Blog nedir? Köşe, internet günlüğü, not defteri, günlük... Blog, insanların her türlü şeyi yazabildiği, resim vb. paylaşabildiği bir sayfa. Kişiseli de var, profesyoneli de, konuya göre olanı da. Blogger, Wordpress ücretsiz blog hizmeti sağlayan yerler. Buralarda siz de yazmaya başlayabilirsiniz. Yazmadan önce, okumanız daha sağlıklı olur tabii. Google Blog Arama sayfasından, ilgilendiğiniz konularda arama yaparak başlayabilirsiniz. Beğendiğiniz blogları RSS Reader'a eklemek onlarca blogu takip etmenizi kolaylaştırır. Birkaç tane de teknolojiyle ilgili blogu takip edebilirsiniz. Twitter, Facebook benzeri yeni nesil (web 2.0) uygulamalar bu tür sitelerde tutulmaya başladığı anda yazı konusu olur zaten (aylar sonra yanlış bilgilerle öğrenmezsiniz hiç değilse). Bloglarda beğendiğiniz yazılara yorum da yapabilirsiniz. Bu, blog yazarlarını daha çok yazmaya teşvik edecektir. 6- Sosyal imleme sitelerini kullan İmleme ne demek? Hoşunuza giden sayfaları başkalarıyla paylaşmak. Paylaşılanlara bakıp puan vermek... Delicious, digg, Stumble Upon sosyal imleme sitelerinden bazıları. Türkçe versiyonları bulunuyor. Bkz. Buzla 6- Yeni nesil uygulamaları kullan Yukarıda bahsettiğim delicious, digg, Stumble Upon, Buzla, Facebook, Twitter, Flickr, Google Reader... bunlar hep yeni nesil, yani statiklikten kurtulmuş, paylaşımın ön planda olduğu uygulamalar. Herkes kullanıyor diye kullanmak zorunda değilsiniz. Araştırın, ne işe yaradıklarını bilin, işinizi kolaylaştıracaksa neden siz de kullanmayasınız? Web 2.0 hakkında Vikipedi'den daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz. 7- Tekrar paylaş (FriendFeed) Öyle bir yer olsun ki, internette yaptığınız her şey tek bir sayfada güncel olarak listelensin. İnternette bir şeyler üretme, paylaşma aşamasına geldiğiniz zaman FriendFeed yolu gözükmüştür. Facebook'tan tutun Stumble Upon'a kadar yaptığınız her şey tek bir adresten takip edilebilir, dahası siz de başkalarının yaptıklarını takip edebilirsiniz. Yakında Türkçe seçeneği de olacak. Nasıl bir şeye benziyor derseniz, FriendFeed sayfama bakabilirsiniz. Şu an için desteklediği siteler aşağıdaki gibi: 8/NOT: Google sadece arama motoru değil Bunu da belirtmekte fayda var, çünkü pek çok kişi bilmiyor. Google'ın arama motoru, Youtube, Gmail dışında Google Reader gibi pek çok başka uygulaması var. Tüm listesine buradan ulaşabilirsiniz. Şimdilik söyleyebileceklerim bunlar, yararlı olmuştur umarım. Aklınıza takılan, sormak istediğiniz herhangi bir şey olursa yorum kısmından sorabilirsiniz. Eklemek istediğiniz olursa da yazın lütfen.
_____________________Devamını Okumak İçin Tıklayınız!_____________________ Ma.gnolia DiggIt! Del.icio.us Blinklist Yahoo Furl Technorati Spurl Reddit Google

Read more...

İlham Veren Fotoğraflar 2


















_____________________Devamını Okumak İçin Tıklayınız!_____________________ Ma.gnolia DiggIt! Del.icio.us Blinklist Yahoo Furl Technorati Spurl Reddit Google

Read more...

“b l o G a s t e s i” A r s i v i

“b l o G a s t e s i” A n k e t l e r i

Sitemizi Nasıl Buldunuz ?

Aşağıdakilerden Hangisi Sizin Siyasi Görüşünüze En Yakın Olandır?

Kategoriler

Türkiye İç Siyaseti ve Tarihi

Türkiye Dış Siyaseti ve Tarihi

Dünya Siyaseti ve Tarihi

Yaşam / Yaşamsal Tarih

Düşündüren Kareler

Kültür / Sanat / Müzik

Edebiyat / Deneme / Şiir

Felsefe / Düşün Dünyası

Kategoriler

Bilim / Teknoloji / Bilgisayar

Sağlık / Doğa / Fen Bilimleri

Olay Yeri İnceleme

Spor

Mizah

Sayfamızı Firefox Veya Chrome İle Görüntülemenizi Tavsiye Ediyoruz

Sayfamızı Firefox Veya Chrome İle Görüntülemenizi Tavsiye Ediyoruz

Son bloGastesi Yazıları

Yazılara Yapılan Son Yorumlar

Bu sitenin bütün hakları mahfuzdur.

Bu sitede yayınlanan tüm yazınsal içerik ve fotoğraflar, telif hakkı sahibinden önceden yazılı izin almadan hiçbir şekilde

yayınlanamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, herhangi bir şekilde elektronik yolla gönderilemez.

Bu site Creative Commons Attribution - Noncommercial - No Derivative Works 3.0 Unported License' ı ve

CopyScape Web Site Content Copyrights Protection ile korunmaktadır.

Page copy protected against web site content infringement by Copyscape Page copy protected against web site content infringement by Copyscape Page copy protected against web site content infringement by Copyscape
Creative Commons License Creative Commons License Creative Commons License Creative Commons License Creative Commons License

   [bloGastesi.blogspot.com] © 2008 ® bloGastesi™

Sayfa Başına Çıkmak İçinTıklayınız