Türkler
Oysa tarih; bu küstah emperyalistlerin söylediği şeylerin tam tersini yazmıştır. Türklerin İstanbul'u fetihten sonra Avrupa'da ünü yayılmış, Avrupa feodal yapısından boğulan insanlar akın akın Osmanlı'nın merhametli ve adil yönetimine sığınmıştır. Sadece çiftçiler, köylüler değil, Osmanlı topraklarına göç edenler arasında askerler de vardır. Margred Spohn; Avrupa'daki feodalitenin acımasızca ve kafalarına göre halktan vergi aldığı bir dönemde; Osmanlı'da vergilerin; açık, adil ve halkı yormayacak şekilde belirlendiğini duyan bu insanlar, Osmanlı'nın himayesine girmek için göç etmiştir." diye yazar. Hatta Almanya'da Hans Rosenblut isimli yazar, sahneye koyduğu bir tiyatro oyununda; Türklerin gelip Alman aristokratları cezalandıracağı ve halkı kurtaracağını anlatmıştır. Fatih Sultan Mehmet'le aynı dönemde yaşayan ünlü siyaset bilimci Makyavelli; "Türk idaresinin o dönemde var olan tüm idarelerden daha iyi" olduğunu yazmıştır.
Bilim konusunda ise tüm insanlık Türklere çok şey borçludur. Söz konusu küstah emperyalist ülkelerden Amerika'nın keşfinde Piri Reis'in büyük katkısı vardı. Kendini beğenmiş ve Atatürk sayesinde boylarının ölçüsünü almış bu ülkeler; her yere kan ve şiddet götürdüğünü, hiçbir konuda gelişme sağlamadığını ileri sürdükleri Türklerden biri olan İbni Sina'nın eserlerini neden Latince'ye çevirdiklerinin cevabını dahi veremez. Ya Mimar Sinan'a olan hayranlıklarına ne demeli. Varsa yoksa Pasteur diyorlar ama ondan çok önce mikrobu bulan kişinin Fatih Sultan Mehmet'in de hocası olan Akşemseddin olduğunu kendileri de çok iyi biliyor. Ali Kuşçu olmasaydı
matematikte bu kadar ilerleyebilirler miydi acaba?
Sanayideki durum ise bambaşkadır. "Türklerde geliştirme yetisi yoktur" cümlesinin altına imza atan İngiltere neden 1583 yılında Sir William Harborne'u; özellikle kumaş, iplik, boyama ve dokuma sanayisinde, ticari ve teknik konuları öğrenip İngiltere'ye getirmesi için "casus" olarak İstanbul'a gönderdi? Hatta Kraliçe'nin Türk dokumacılık bilgi ve teknolojisine sahip iki tane kumaş boyama ustasını ne pahasına olursa olsun İngiltere'ye getirmesi görevini verdiğini kendileri gibi İngiliz olan Richard Hakluyd isimli yazarın 8 ciltlik ansiklopedisini okusalardı
bilirlerdi.
İngilizler 1583 tarihini çok eski buluyorsa kendilerine 1800'lü yıllardaki casusluklarını hatırlatmak gerek. Batı; tekstili Türklerden öğrenmiş, bu konuda dünyaya nam salan Ankara keçisini ve işlenmemiş tiftik yününü ihraç edip kendileri üretmek istemiştir. Böylece dünyadaki Türk tekelini kırmayı hedeflemişler, ancak; Osmanlı ham tiftik dışsatımını yasaklayınca yasal olmayan yollara başvurmaktan çekinmemişlerdir. Dünya tiftik yünü tekelini Türkiye'nin elinden almak için, Ankara keçilerini kaçırıp uyum sağlayabilecekleri iklime sahip olan Afrika'da üretmeye çalışanlar İngilizler değil miydi? Hatta ilk Ankara keçisi kaçırma operasyonlarından,
Osmanlının haberi olmuş ve kaçırılan 12 teke ile 1 dişi keçinin hepsinin kısırlaştırılmış olduğunu, Osmanlının kendileriyle dalga geçtiğini sonradan fark ettiklerini Sadri Etem "Çıkrıklar Durunca" isimli kitabında anlatmıştır. İngilizlerde çok iyi biliyordu ki 600 yıl boyunca, dünya tekstil devi olan Türklerin önünü kesebilmek için, kumaş ve boyama konusundaki bilgilerini çalmış ve geliştirmişlerdir.
Sadece bu casusluk olayları bile Batı'nın sanayi ve teknolojiyi Doğudan çaldığının ve daha sonra geliştirdiğinin kanıtıdır. Tarih; tüm bu gelişmeleri yazarken söz konusu metine imza atan ukala emperyalistlere İstanbul Hükümetinin veremediği cevabı; 28 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Atatürk vermiştir:
"Sözde ulusumuz yetenekten yoksunmuş! Bizler küçük bir aşiretten anavatanda bağımsız bir devlet kurduktan başka, Batı dünyasına da girmiş ve 600 yıl ayakta kalan bir İmparatorluk kurmuşuzdur. Bu büyük başarı sadece kılıç zoruyla yapılamaz. Tüm dünya bilir ki; Osmanlı ordusunu çok geniş olan topraklarının bir ucundan diğer ucuna olağanüstü bir hızla ulaştırır. Bu orduyu aylarca hatta yıllarca besler, giydirir, yönetir. Böylesi bir etkinlik yalnızca ordunun değil; cephe gerisinin de kusursuz bir şekilde yönetildiğinin kanıtıdır."
0 Farklı Fikir Daha:
Yorum Gönder